CHOCOLATL - Kakao İçeceği

Kimsenin hayır diyemediği çikolatanın ortaya çıkış hikayesi, hammaddesi olan kakao ile başlıyor. 

Kakao; Latin Amerika uygarlıklarından olan Olmek, Mokaya, Maya ve Aztekler tarafından keşfedildi.

Çikolata kelimesi, Azteklerin acı su anlamına gelen "chocolatl” kelimesinden günümüze adapte edilmiştir. 

 

Keşfedildiği ilk zamanlarda, Aztekler ve Mayalar, kakao meyvelerinin çekirdeklerini çıkartıp fermente eder ve kuruttuktan sonra kavururlardı. Kavrulmuş çekirdekler öğütülerek kakao yağı ve kakao tozundan oluşan bir karışım elde edilirdi. Bu karışıma su, mısır unu ve acı kırmızı biber katılır ve ardından karışım bir kaptan diğerine birkaç kez aktarılarak köpürtülüp içilirdi.

 

İçeceğin rahatlatıcı ve yorgunluk hissini önleyici özelliği nedeniyle, Aztekler ve Mayalar kakaonun tanrılar tarafından bir lütuf olarak gönderildiğine inanırdı. 

Mayalar, kakao içeceğini yalnızca üst tabakanın içmesine izin verir ve halkı kakaodan uzak tutardı. Kakaoda bulunan teobromin adlı maddenin,
kas gevşetici ve damar genişletici etkisi vardır. Kakaodaki seratonin ise antidepresan etkisine sahiptir. Feniletilamin de vücudun, mutluluk hormonu olan endorfin salgılamasını sağlar.

İspanya ve Portekiz saraylarında da çikolata içeceği çok sevilir ve içerisine vanilya, bal veya şeker kamışı suyu eklenerek tüketilirdi.
Ayrıca tarçın, şeker ve vanilya ile sıcak olarak da tüketilmekteydi. Daha sonra çikolata halka ulaştı ve eczanelerde; sakinleştirici, mide ilacı, öksürük ilacı ve afrodizyak olarak satılmaya başladı.

 

Kakaonun festivallerde önde gelen araçlardan biri olmasının yanında, saray hayatından kesitler sunan boyamalarla süslü şık fincanlarla birlikte, ritüellere katılanlara tanrı tarafından bahşedilen bir içecek olarak nitelendirilmesi oldukça önemlidir.